(A) Josef Breuer’e Mektup[1]–[2]
29.6.92.
Saygıdeğer dostum,
Sana masumane bir şekilde teslim ettiğim birkaç sayfanın tatmini yerini düşüncenin verdiği aralıksız ağrılara yakışır bir huzursuzluğa bıraktı. Bizim histeri teorimiz kadar sağlam bir şeye iki boyutlu bir görünüm vermenin nasıl mümkün olacağı sorunundan mustaribim. Hiç şüphesiz esas soru, onu tarihsel olarak tasvir edip tüm vaka öyküleri (yahut en iyilerinden iki tanesi ile) ile ona başlayıp başlamamak yahut diğer bir yandan dogmatik bir biçimde tasarladığımız teorilerin birer açıklama olduğunu beyan edip etmemektir.[3] İkinci öneriye meylediyorum ve böylelikle malzemeyi de şu şekilde düzenleyeceğim:
- Bizim teorilerimiz:
a. Uyarım toplamının sabitliğine ilişkin bir teorem.[4]b. Hafıza teorisi.[5]c. Bilinç hâllerinin[6] farklı hâllerinin içeriklerinin bir diğeri ile ilişkili olmadığını şart koşan bir teoremdir.[7] - Kronik histerik belirtilerin kökeni rüyalar, oto-hipnoz, duygulanımlar ve mutlak travmaların sonuçlarıdır. Bu etkenlerin ilk üçü yaradılış, sonuncusu ise etiyoloji ile ilgilidir.[8] Kronik semptomlar normal bir mekanizmaya karşılık geliyor gibidir; bunlar kısmen anormal bir yolak boyunca serbest bırakılmamış olan uyarım toplamlarının yer değiştirmeleridir [ikincil bir mesele][9]. Yer değiştirmenin sebebi tepki girişimidir. Sürekliliğin sebebi çağrışımsal izolasyon ile ilgili olarak [yukarıdaki] c teoremidir. – Hipnoz ile mukayese.[10]
İkincil konu: Yer değiştirmenin doğası üzerine; kronik histerik belirtilerin lokalizasyonu.
3. Histerik atak: Bu da hatırlama vb. yoluyla bir tepki girişimidir.[11]4. Histerik stigmata’nın kökeni: oldukça belirsiz, birkaç ipucu.[12]5. Histerinin patolojik formülü: Yaradılıştan gelen ve tesadüfî histeri. Önerdiğim dizi.[13] Biriken uyarımın büyüklüğü, travma kavramı, ikincil bilinç hâli.[14]
Yukarıda yazdıklarımızda gözleme dayalı bir olgu olarak histerik fenomenlerin ardında yatan anılar hastanın erişilebilir hafızasında namevcut iken hipnoz altında bunların halüsinatif bir canlılık ile uyandırılabileceklerini işaret ettik. Ayrıca, belirli sayıdaki bu türden anının özgül hâllerde (dehşetten kaynaklanan kas gevşekliği, düş görmeye yakın durumlar, oto-hipnoz vb.) vuku bulan olaylar ile ilişkili olduğunu, bunların içeriğinin normal bilinç ile çağrışımsal olarak bağlantılı olmadığını da işaret ettik. Böylelikle, bu doğrultuda, bizim için histerik fenomenin vukuunu belirleyen şeyi evvela histerik yatkınlığı karakterize etmeye çalışan belirli bir hipotezi göz önünde bulundurmadan tartışmak çoktan imkânsızdı. Bu hipotez uyarınca, histeride bilincin içeriği kolaylıkla geçici olarak ayrışabilir ve çağrışımsal olarak bağlantılı olmayan belirli temsil kompleksleri[17] kolaylıkla parçalanabilir. Dolayısıyla histerik yatkınlık böylesi hâllerin ya tesadüfî bir biçimde (içsel sebeplerden) ortaya çıktığı yerlerde ya da dış etkiler tarafından kolaylıkla üretilebildiği yerlerde aranmalıdır ve bir dizi vakada bu iki etkenin farklılaşan derecelerde önem arz ettiğini varsayabiliriz.[18]
Bu hâlleri “hipnoid” [19] olarak tanımlarız ve bunların esas özelliğinin içeriklerinin bilincin geriye kalan içeriğinden büyük ya da küçük ölçüde kesilip atılması olduğunun ve böylelikle çağrışımsal olarak yatkın olunmaktan[20] yoksun olduklarının – tıpkı düş görmek ve uyanıklıkta olduğu gibi birbirinden farklılaşan iki hâlin bir modeli, biri ile diğeri arasında çağrışımlar kurmaya değil ancak her biri içerisinde çağrışımlara meyilliyizdir – altını çizeriz.[21] Histerik yatkınlığa sahip insanlarda herhangi bir duygulanım böylesi bir bölünmeye meydan verebilir ve duygulanım esnasında elde edilen izlenim böylelikle esasında böylesi bir şekilde iş görmek için münasip değilse bile travma hâline gelir. Dahası, izlenimin kendisi de duygulanımı üretebilir. En gelişmiş biçimlerinde birbirleri arasında çağrışımsal bağlantıların olabileceği bu hipnoid hâller vaka öykülerinden çok tanıdık olan ikinci koşulu biçimlendirirler. Lâkin bu türden bir yatkınlığın temelleri her yerde ayırt edilebilir gibidir ve yatkınlığa sahip olmayan öznelerde bile münasip travmalar ile gelişebilir. Bilhassa cinsel yaşam, kişiliğin geri kalanı ile sahip olduğu büyük karşıtlık ve tepki vermemizin imkânsız olduğu fikirleri ile [böylesi travmaların] içeriğini sağlamak için pekâlâ uygundur.[22]
Bizim terapimizin dışa vurulamayan temsillerin sonuçlarını ya travmayı bir çeşit uyurgezerlik hâlinde yeniden canlandırarak ve dışa vurup onu düzelterek ya da onu kısmen hafif hipnozun etkisi altında normal bilince getirerek kaldırmayı içerdiği anlaşılacaktır.[23]
(C) Histerik Atakların Teorisi Üzerine[24]
Şimdiye dek bildiğimiz kadarıyla histerik ataklar üzerine bir teori yoktur, yalnızca onların nadir, kısaltılmamış olan “grande attaque hystérique [majör histerik atak]” hâli ile ilişkili olanları üzerine Charcot’dan gelen bir tasviri vardır. Charcot’ya göre böylesi “tipik” bir atak dört aşama içerir: (1) epileptoid aşama, (2) büyükçe hareketler aşaması, (3) “attitudes passionnelles” aşaması[25] ve 4) nihaî deliryum aşaması. Histerik atakların hekimin tipik grande attaque’ın ortaya çıkışından çok daha sık olarak gözleme imkânı bulduğu çeşit çeşit biçimi, Charcot’nun bize söylediği üzere, bu tekil aşamaların kendilerini bağımsız kıldıkları yahut uzadıkları yahut değiştikleri yahut atlandıkları biçimleridir.
Bu tanım farklı aşamalar arasında söz konusu olabilecek herhangi bir bağlantıya, atakların histerinin genel görünümündeki önemine yahut farklı hastalarda atakların hangi yollar ile değiştiğine ışık falan tutmaz. Belki de hekimlerin büyük çoğunluğunun histerik atağı “serebral korteksin motor ve psişik merkezlerinin periyodik boşalımı” olarak değerlendirmeye meylettiğini varsaymak ile hata etmiş olmayız.
Biz histerik ataklar üzerine fikirlerimize histerik özneleri hipnotik telkin yöntemiyle tedavi ederek ve onları hipnozun altında sorgulayarak ve böylelikle onların psişik süreçlerini atak esnasında inceleyerek ulaştık. Takip eden satırlar bizim histerik atak üzerine görüşlerimizin beyanıdır ve bunlara histerik görüngünün açıklaması için bir ayrışmanın – bilincin içeriğinin ayrışmasının – mevcudiyetini varsaymayı vazgeçilmez bulduğumuzu işaret etmek ile başlamalıyız.
- (Tekrar eden) Histerik atağın sabit ve esas içeriği hastanın daha evvelden tecrübe ettiği psişik hâlin geri dönüşü, başka bir deyiş ile bir anının geri dönüşüdür.
Dolayısıyla bir histerik atağın esas kısmının Charcot’nun attitudes passionelles’inde ihmal edildiğini öne sürüyoruz. Pek çok vakada bu aşamanın hastanın yaşamından bir anı içerdiği pekâlâ açıktır ve hakikaten de sıkça bu anı daima aynı anıdır. Fakat diğer vakalarda bu aşama namevcuta benzer ve atak görünüşe göre yalnızca motor bir fenomeni – epileptoid spazmlar yahut sükunet içerisindeki bir kas gevşekliği yahut uykulu bir hâl – içerir. Yine de böylesi vakalarda bile hipnoz altında yapılan incelemeler phase passionelle’de sıkça açığa çıktığı gibi psişik bir hafıza sürecinin kesin delilini sağlar.
Atağın motor fenomeni hiçbir zaman psişik içerik ile alakasız değildir; ya eşlik eden hissin genel bir açıklamasını verirler ya da tam olarak halüsinatif sürece dahil olan eylemlere mütekabildirler.
2. Histerik atağı biçimlendiren anı tesadüfî bir anı değildir; histerinin patlak vermesine neden olan olayın – psişik travmanın – geri dönüşüdür.
Bu ilişki bir kez daha Charcot’nun daha evvel histerik olmayan, tek bir majör dehşetin (tren kazası, düşme vb.) ardından nevroza yenik düşen erkek hastalarda gösterdiği gibi klasik travmatik histeri vakalarında açıktır. Bu türden vakalarda atağın içeriği öznenin yaşantısını tehlikeye atan olayın belki de düşünce dizileri ve aynı zamanda aklından geçen duyu izlenimlerince eşlik edilen halüsinatif bir yeniden üretimini içerir. Fakat bu hastaların davranışları yaygın kadın histeriklerinkinden farklı değildir; onun katî bir misalidir. Şayet erkek histeri vakalarının ataklarından birisinin içeriğini belirtilen biçimde inceleyecek olursak doğaları gereği travmalar olarak iş görmek için eşit derecede iyi planlanmış olaylar ile (örneğin dehşet verici, küçük düşürücü, hayal kırıklığına uğratıcı şeyler) karşılaşırız. Bununla birlikte burada tek bir majör travma kural olarak benzerlikleri yahut beraberce tek bir mutsuz hikâyeyi oluşturmaları sebebiyle bir araya gelmiş bir dizi minör travma ile yer değiştirir. Buna uygun olarak böylesi hastalar sıklıkla her biri biricik bir hafıza içeriğine sahip olacak şekilde farklı türden ataklar geçirirler. Bu gerçek travmatik histeri kavramını hatırı sayılır bir şekilde genişletmeyi zorunlu kılar.
Üçüncü türden vakalarda atakların içeriğinin kendi başlarına travmaları inşa etmeye değecekleri hükmünü vermemiş olmamız gereken anıları içerdiğini görürüz. Belli ki bunu tesadüfen öznenin histerik yatkınlığının patolojik olarak yoğunlaştığı ve böylelikle kendilerinin travma mertebesine yükseldiği bir an ile çağrışımsal olarak ilişkili olmalarına borçludurlar.
3. Histeriği atağının içeriğini biçimlendiren anı bilinçdışı bir anıdır yahut daha doğru bir şekilde ifade etmek gerekirse bu anı her histeride mevcut olan, daha büyük ya da küçük ölçüde organize olmuş ikinci bilinç hâlidir. Buna uygun olarak bu anı ya hastanın hafızasında, o normal bir hâldeyken, tamamen namevcuttur ya da yalnızca çok da detaylı olmadan mevcuttur. Şayet böylesi bir anıyı tamamen bilince getirmeyi başarabilirsek ataklar üretebilmeye muktedir oluşu kesilir. Gerçek bir atak esnasında hasta kısmen yahut tamamen ikinci bilinç hâli içerisindedir. İkinci durumda tüm atak hastanın normal yaşantısı esnasında amnezi ile kaplanır; ilk durumda hasta hâlindeki ve motor davranışlarındaki değişikliğin farkındadır lâkin psişik olaylar atak esnasında ondan gizli kalır. Bununla birlikte bu olaylar herhangi bir vakitte hipnoz tarafından uyandırılabilir.
4. Histerik atakların hafızaya ilişkin içeriğinin kökenine ilişkin soru, bunu belirleyenin normal olandan ziyade ikinci bilinçliliğe alınması gereken bir tecrübe (bir temsil, niyet vb.) olup olmadığına ilişkin olan soruya denk düşer. Histerik öznelerde bu belirleyicilerden iki tanesini kati suretle keşfettik:
Şayet bir histerik özne kasıtlı olarak bir tecrübeyi unutmaya yahut bir niyeti yahut bir temsili güç yoluyla durdurmaya, ketlemeye ve baskılamaya çalışıyor ise bu psişik eylemler, sonuç olarak, ikinci bilinç hâline girerler; bu hâl içerisinden kalıcı etkilerini üretirler ve bunların anısı bir histerik atak olarak geri döner. (Krş. rahibeler, cinsel perhiz uygulayan kadınlar, iyi yetiştirilmiş oğlanlar, sanata yahut sahneye özlem duyan insanlar ve benzerlerindeki histeri.)
Olağandışı psişik hâllerde (duygulanımsal hâller, coşku hâlleri yahut oto-hipnoz)[26] elde edilen izlenimler de ikinci bilinçliliğe girer.
Bu iki belirleyicinin sıklıkla içsel bağlantılar yoluyla birleştiği ve bunlara ek olarak başka belirleyicilerin de bulunduğu eklenebilir.
5. Sinir sistemi işlevsel ilişkileri içerisinde bizim “uyarımlar toplamı” olarak tasvir ettiğimiz bir şeyi sabit tutmaya gayret eder. Sinir sistemi sağlığın bu ön koşulunu makul her türlü uyarım birikimini[27] çağrışımsal olarak elden çıkartarak yahut münasip bir motor tepki ile onu boşaltarak işe koşar.[28] Yeri gelmişken belirtmek gerekir ise geniş kapsamlı sonuçları olan bu teorem ile başlamamız gerekirse histerik atakların içeriğini biçimlendiren psişik tecrübelerin ortak bir özelliği olduğu sonucuna varırız. Tüm bunlar ya hastanın korku yahut huzursuzluk verici zihinsel çatışmalar sebebiyle başa çıkmayı reddettiği ya da (cinsel izlenimler durumunda olduğu gibi) ılımlılık yahut sosyal koşullar çerçevesinde hallettiği ya da son olarak kendilerini sinir sisteminin onları elden çıkarmaya muktedir olmadığı bir hâlde edindiği uygun bir boşalım bulmayı başaramamış olan izlenimlerdir.
Bu yol ile de bir psişik travmanın tanımının histerinin teorisi için de kullanılabileceğine ulaşırız: Sinir sisteminin çağrışımsal düşünce yahut motor tepki yoluyla elden çıkarmakta güçlük çektiği her türlü izlenim psişik bir travma hâline gelir.
Metnin çevirisinde Standard Edition’ın 1. Cilt’i (1981: 144-154) esas alınmış ve esas alınan bu İngilizce çeviri metnin Gesemmelte Werke’nin 17. Cilt’inde (1955: 5-20) yayınlanan esas baskısı ile mukayese edilmiştir. Köşeli parantezler içerisindeki dipnotlar İngilizce çevirinin editörüne, “çn.” ibaresi ile sonlanan dipnotlar ise bana aittir.
Çeviren: İbrahim Şahin Ateş
[1] [İlk kez G.W., 17 (1941), 5-6’da yayınlandı. İngilizce çev. (James Strachey tarafından), C.P., 5 (1950), 25-6. Mevcut çeviri Strachey çevirisinin gözden geçirilmiş bir yeniden basımıdır. – 28 Haziran 1892’de, bu mektubu Breuer’e yazmadan bir gün evvel, Freud Fliess’e de bir mektup yazmış ve ona “Breuer dışa vurma [İng. abreaction] teorisinin ve beraberce ulaştığımız diğer histeri bulgularının detaylı bir basım içerisinde beraberce yayınlanmasını kabul etti” demişti (Freud, 1950a, 9. Mektup). Ayrıca şunu da eklemişti: “bunun, benim yalnız yazmayı isteyerek başladığım bir kısmı biti.” Bu mektubun başında Freud’un bahsettiği metin muhtemelen buydu.]
[2] G.W., 17’de bu metinlerin başlığı “Beiträge zu den “Studien über Hysterie”” şeklindedir ki bu başlık S.E.nin 1. Cilt’inde belirtildiği üzere “Ön Bildiri İçin Eskizler” değil ““Histeri Üzerine Çalışmalar’a” Katkılar” anlamına gelir lâkin ben burada çeviride esas aldığım İngilizce baskıya sadık kalacağım, çn.
[3] [Tam olarak aynı iki yorumlama yöntemi Freud tarafından ölümünden sonra yayınlanan “Psikanaliz Hususunda Bazı Temel Dersler” (1940b [1938]), Standard Ed., 23, 281’de göz önünde bulundurulmuştu.]
[4] [Bu “sabitlik ilkesine” yapılan kayıtlara geçen en erken atıftır. Sabitlik ilkesi bütünlüklü olarak C Ezkizi’nin 5. Kısım’ında ifade edilmiştir.]
[5] [Bkz. C Eskizi’nin 2, 3 ve 4. Kısımları.]
[6] Alm. Bewusstseinszustände, çn.
[7] [Krş. B Eskizi.]
[8] [“Yaradılıştan gelen” ve “travmatik” histeri arasındaki ayrımlara ilişkin hususlardan aşağıdaki 5. Madde’de bahsedilmiş ve B Ezkizi’nin ilk paragrafının sonunda tartışılmıştır.]
[9] [Bu sözcükler müsveddede silinmiştir.]
[10] [Paragrafın bu bölümünün farklı bir versiyonu müsveddeden silinmiştir. “Kronik semptomlar normal bir mekanizmaya karşılık geliyor gibidir”den sonra silinen versiyon şu şekilde devam eder: Bunlar “kısmen anormal yolaklar boyunca tepki girişimleridir; bunlarda histerik olan şey süreğenlikleridir. Bu süreğenliğin sebebi c teoreminde yatar.”]
[11] [Bkz. C Eskizi]
[12] [Krş. “Histerinin Etiyolojisi’nin” (1896c) ilk kısmında Editör’ün bu kısımlar üzerine dipnotu, Standard Ed., 3, 192-3.]
[13] [Bkz. Aşağıda B Eskizi’nin ilk paragrafının sonu.]
[14] [Bkz. C Eskizi’nin 2 ve 4. Kısımları.]
[15] [İlk kez G.W., 17, 17-18’de yayınlandı. İngilizce çev. (James Strachey tarafından) C.P., 5 (1950), 31-2. Mevcut çeviri Strachey çevirisinin gözden geçirilmiş bir yeniden basımıdır. – Bu başlıktan da anlaşılacağı üzere açık bir şekilde Breuer ve Freud’un “Ön Bildiri’sinin” (1893a) III. Kısım’ının bir taslağıdır, Standard Ed., 2, 11-13.]
[16] G.W., 17’deki sıralamada burada bir araya getirilen üç metnin ikincisi olan “III” başlıklı not ikinci değil üçüncü sıradadır, çn.
[17] [Terimin Freud tarafından erken tarihli bir kullanımı. Kelimenin tarihçesine yönelik bir tartışması için hukuki delil üzerine bir makaleye (1906c) Editör’ün Notu’na bakınız, Standard Ed., 9, 100-2.] Burada “temsil kompleksleri” olarak karşılanan “Vorstellungskomplexe” tamlamasının İngilizcedeki karşılığı “certain complexes of ideas” şeklindedir (krş. S.E., 1, 149). Burada “Vorstellung’un” niçin “temsil” şeklinde karşılandığına ilişkin açıklama için bkz. “Organik ve Histerik Felçler Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma İçin Bazı Hususlar” (1893) içerisinde 11. Dipnot, https://freudcupsikanalizdernegi.com/organik-ve-histerik-motor-felcler-uzerine-karsilastirmali-bir-calisma-icin-bazi-hususlar-1893-sigmund-freud/ (Erişim Tarihi: 28.04.2022), çn.
[18] [Bkz. “Ön Bildiri”, Standard Ed., 2, 13. Bu Freud’un sonraları “tamamlayıcı diziler” diyeceği şeyin ilk açık görünümü olsa da A Eskizi’nde bile çoktan bundan bahsedilmiştir. Bütünlüklü bir tartışma için kaygı nevrozu üzerine ikinci makalede Editörün Notu’na bakınız, Standard Ed., 3, 121-2.]
[19] [Breuer’in teriminin en erken görünümü.]
[20] [Krş. C Eskizi’nin son paragrafı.]
[21] [Esas müsveddede burada atlanan bir sözcük dolayısıyla kesin cümle dizimi belirsizdir lâkin genel olarak anlam açıktır. Krş. “Ön Bildiri’nin” III. Kısım’ının son cümlesi, Standard Ed., 2, 13.]
[22] [“Unreagierbarkeit” (kelimesi kelimesine “tepki verilemezlik”. Bu muhtemelen “Unabreagierbarkeit” (“dışa vurulamazlık”) olmalıdır.]
[23] [Krş. “Ön Bildiri’nin” V. Kısım’ının başlangıcı, Standard Ed., 2, 17.]
[24] [İlk kez Int. Z. Psychoanal. Imago, 25 (1940), 107-10’da yayınlandı. G.W., 17 (1941), 9-13’te yeniden basıldı. İngilizce çev. (James Strachey tarafından) C.P., 5 (1950), 27-30. Mevcut çeviri Strachey çevirisinin gözden geçirilmiş bir yeniden basımıdır. – Esas müsvedde Freud’un el yazısı ile (“Viyana, Kasım Sonu, 1892”) olsa da Alman editörler tarafından Josef Breuer ile beraber yazıldığı söylenmektedir. Bu metin “Ön Bildiri’nin” (1893a) IV. Kısım’ının bir taslağıdır, Standard Ed., 2, 13-17. Histerik ataklar konusu Freud tarafından kariyerinin sonraki dönemlerinde de ele alınmıştır; bir makale (1909a) bilhassa bu konuya hasredilmiştir ve Dostoyevski üzerine tartışması da (1928b) buna uyar. Krş. Ayrıca Freud’un Charcot’nun Leçons du Mardi’si çevirisine düştüğü dipnotlar.]
[25] [“Ön Bildiri’de” (13) bu “halüsinatif aşama” olarak açıklanmıştır.]
[26] Sırasıyla “psişik hâl”, “duygulanımsal hâl”, “coşku hâlleri” için Almanca karşılıklar şu şekildedir: psychischen Zustandes, Affekt, Ekstase, çn.
[27] [“Erregugngszuwachs”. Krş. Organik ve histerik felçler üzerine makale.]
[28] [Bu “sabitlik ilkesidir”.]
However, this is normal priligy dapoxetine amazon Cephalosporin, including cephalexin, might cause prolongation in prothrombin time