Dıştanlık – Jacques-Alain Miller
Dıştanlık, içtenliğin tersi değildir. Dıştanlık, içtenliğin Öteki olduğunu, yabancı bir cisim gibi, bir parazit olduğunu söylüyor. […] Psikanalizde, başlangıçtan itibaren kendimizi içtenlik kaydına yerleştirmek doğal görünüyor, çünkü özel olarak gerçekleşen ve güven gerektiren analizden daha samimi bir deneyim yok, mümkün olan en eksiksiz bir baskı noksanlığı, danışma odalarımızda (bu yerler içtenlik itirafları için ayrılmıştır) analizanların, başkasının evinde olsa da, bazen kendi evlerinde olduğu gibi hareket etmelerini sağlarlar. Bu durum, böyle bir analizanın analistinin kapısına ulaşırken kendi evinin anahtarını cebinden çıkardığında doğrulanır.
Bununla birlikte, hiçbir şekilde analistin analizanının içten bir arkadaşı olduğunu söyleyemez. Analist, tam tersine, bu içtenlikten ziyade tamamen dıştandır. Belki de bu, kişinin kendi evine sahip olamayacağını gösterir. Belki de psikanalistin dıştanlığının bu konumu, Yahudi’liğin psikanaliz tarihindeki rolünü bu kadar belirgin ve sabit kılar. “Dıştanlık” terimini bu şekilde kullanırsak, sonuç olarak onu bilinçdışının kendisine eşdeğer hale getirebiliriz. Bu anlamda öznenin dıştanlığı Öteki’dir.
Çeviren: Batuhan Demir
Image @ Thierry Mandon